Çarşamba, Ekim 22, 2008

ben sana küsüm aslında...

* buket uyuyordu, bir şeyler çizittireyim dedim.

* ytrumnoa ile uzun zaman sonra görüştük geçen gün. Buket ve Cansu da vardı yanımızda. Bir tömbeki keyfi sırasında Greenpeace üyesi olarak bulduk kendimizi. “o paralarla ne yemekler yiyorlar!” diyeceksen sen de, kendini yorma. Vicdanım rahat!

* 10 Kasım itibariye vizeler başlıyor. Müjdemi isterim!

* Berkcan, Berkay adında arkadaşım vardı ama "sadece" berk olmamıştı hiç. O da oldu çok şükür. Artık geceleri daha rahat uyuyabilirim.

* lisedeyken bir sabah sınıfın penceresinden baktım, bahçeye koca harflerle “gamze seni seviyorum” yazılmış. Gören gelip söylüyor, müdürümüz de dahil tüm hocalar bunun derdine düşmüş, nasıl sileriz kim yaptı vs. ama yazan kişi bir türlü ortaya çıkmıyor. Bense hissettirdiği suçluluk duygusu yüzünden ilan-ı aşk yapan kişiye gördüğüm yerde nasıl teşekkür edeceğimi düşünüyorum. Derken bu çılgın aşığın yanlış derslik önünü seçtiği ortaya çıktı. O ben değilmişim!

* sofrayı sömürmek ve boş tabaklara bakakalmak = mut-suz-luk!

* mini şortlarım altına dize kadar çorap giyip tsubasa gibi hissederekten balerin taklidi yapmak gibi elit zevklerim var benim! Ve yeni oda arkadaşım bir balerin! ilk defa bu hareketi yaparken birisinden çekinir oldum. Oysa yepyeni figürler katabilirdim… Yazık oldu.

* max payne’e gittim. Cidden berbat bir film!

* son dönem de ilginç rastlantılarla geçiyor günlerim. Unutturma da bir gün anlatayım.

* ilk keman dersim büyük bir hayal kırıklığıyla son buldu. Anca boynumdaki ve sol kolumdaki sancıları ve hatta boyun fıtığını göze alabilirsem çalabilirim kemanı. Harika değil mi?

* evime gelen misafirin telefonu çalsa, arayan kişi nerdesin diye sorsa, o da “gamze’deyim deva bulmam” dese yaka paça kovarım evden, ömür boyu da affetmem.

* Bekler misin benden böyle bir şey? Yok daha neler?

* mermer merdiven desene kendi kendine.

* Hititoloji hocamın kızlara özel bir ilgisi olduğunu ve bu beğenisini evine şarap içmeye davet ederek gösterdiğini öğrendim ve sonrasında girdiğim ilk derste konu şaraba geldi bir şekilde. İlk defa, birisi şarap sevip sevmediğimi sorduğunda bu kadar gerildim! Bir de sürekli “başın dertte!” diyip adımı ağzından düşürmüyor. Sence de başım dertte mi sanki?

* “ben sana küsüm aslında haberin yok!” diyerek dolanıyorum ortalıkta günlerdir ama gerisi gelmiyor. Meğerse bir sezen aksu şarkısının nakaratıymış.

* insanlar, zayıf insanlarda da selülit olabileceği gerçeğini kabul etmeli artık!

* tercihler hakkındaki sığ yorumlara tahammülüm yok, olamıyor artık! Sormadan, anlamadan, dinlemeden boş boğazlık edenlerin boğazına sarılabilirim bir süre sonra, aman dikkat! Okuduğum bölüm hakkındaki zırvalıklara(ve hatta cahilce yorumlara) verdiğim cevaplar sabitlendi nerdeyse de dinlediğim müziği hayat felsefesi ve sabit bir zevk edinmemi bekleyenler dünyanın en gereksiz insanıdır gözümde. Azcık koyu makyaj yap, siyah giyin “götik” diye onlar gibi(!) giyin, takıl “hani sen götiktin ne bu hal?” diye dalga geçerler. İşte ben bu insanın suratının ortasına bir yumruk indiririm! Kimse anlayışlı olmamı beklemesin çünkü onlar da anlamıyor benim korkularımı, kabuslarımı, halüsinasyonlarımı…

* “aşk öldü nasıl bilirdiniz” diyor mavi sakal buralarda bir yerlerde. Sahi nasıl bilirdiniz?

5 yorum:

cigarette smoking man dedi ki...

duvarla çok yazı yazardık.
aslında hala yazıyorum. bir gün o sprey boya kutusunu monte edicekler bana ama ne gün bilmiyorum...

todesengel dedi ki...

esas ben küstüm. ama barışabilirim:)

ix dedi ki...

Özledik len.. Yaz daha sık... İstanbul güzel :)

tam tam tam dedi ki...

Demek ki bundan böyle götik demeyecekmişiz...

woundheir dedi ki...

okuduklarımızdan anladıklarımız bölümüne iyi çalışmışsın alea, aferin otur 100 :)